Frequently Asked Questions

İyonize alkali su, elektroliz işlemiyle pH seviyesi artırılmış, minerallerle zenginleştirilmiş ve moleküler hidrojen içeren sudur. Bu süreç suyu antioksidan özellik kazandırarak vücuda daha faydalı hale getirebilir.

Hayır, tam tersi. Günümüzde birçok insan asidik gıdalar (işlenmiş gıdalar, şekerli içecekler, kahve) tüketiyor ve bu durum vücutta asidik bir ortam yaratıyor. İyonize alkali su, bu asidik yükü dengelemeye yardımcı olur ve vücudun doğal pH seviyesini korumasına destek sağlayabilir.

Evet, Japonya ve Güney Kore başta olmak üzere birçok ülkede hastanelerde ve tıbbi merkezlerde kullanılan bir sudur. Japon Sağlık Bakanlığı 1965 yılında iyonize alkali suyu resmi olarak sağlık suyu olarak tanımıştır. Ayrıca PubMed’de ve birçok üniversite araştırmasında faydaları kanıtlanmıştır. Daha fazla detay için bilimsel çalışmalar sayfamıza göz atabilirsiniz.

Modern yaşamda stres, kötü beslenme, çevresel toksinler ve işlenmiş gıdalar vücudu asidik hale getirebilir. Bu durum hücresel yaşlanmayı hızlandırabilir ve hastalıklara zemin hazırlayabilir. İyonize alkali su, bu etkileri azaltarak vücudu daha dengeli bir hale getirebilir.

Evet, bebeklerden yaşlılara kadar herkes bu suyu güvenle tüketebilir.

Vücudumuzdaki tüm biyokimyasal süreçler belirli bir pH dengesi içinde gerçekleşebilir. İdeal pH dengesinin korunması, enerji seviyelerini artırabilir, bağışıklık sistemini güçlendirebilir ve hastalıkları önleyebilir. Alkali su, vücuttaki fazla asidik yükü azaltarak metabolizmayı destekleyebilir.

Elektroliz işlemiyle üretilen iyonize su yaklaşık 24 saat içinde antioksidan özelliğini kaybetmeye başlar. En iyi faydayı sağlamak için taze üretilmiş şekilde içmek önerilir. Ancak alkali özelliği daha uzun süre korunabilir.

Evet! İçme suyunun yanı sıra sebzeleri yıkamak, yemek pişirmek, bebek maması hazırlamak, cilt bakımı ve temizlik gibi birçok alanda kullanılabilir. Farklı pH seviyelerinde su üretme özelliği sayesinde çok yönlü kullanım sağlayabilir. Daha fazla detay için Kullanım Alanları sayfamızı inceleyebilirsiniz.

Günlük su ihtiyacı kişiden kişiye değişmekle birlikte ortalama olarak günde 2 ila 3 litre iyonize alkali su içmek önerilir. Ancak bazı durumlarda miktar değişebilir:
• Sporcular ve aktif bireyler: Daha fazla terledikleri için 3-4 litreye kadar tüketebilirler.
• Hastalıklardan korunmak ve bağışıklık sistemini desteklemek isteyenler: Günlük en az 2 litre içmelidir.
• Yeni başlayanlar: İlk günlerde pH 8.5 seviyesindeki suyla başlayıp birkaç hafta içinde pH 9.5 seviyesine çıkmaları tavsiye edilir.
• Önemli Not: Su içme ihtiyacınızı idrardaki renk ile takip edebilirsiniz. Açık sarı renkte olmalı, koyu renkteyse vücut susuz kalmış demektir. Vücudunuzun susuz kalmasını önlemek için düzenli aralıklarla iyonize su içmelisiniz.

Günde 2-3 litre iyonize alkali su içme önerisi, bilimsel araştırmalar ve insan fizyolojisi temel alınarak belirlenmiştir. Bu önerinin dayanak noktalarını şöyle sıralayabiliriz:
Vücudun %70’i Sudan Oluşur ve Günlük Su Kaybı Telafi Edilmelidir İnsan vücudu, terleme, nefes alma, idrar ve bağırsak hareketleri yoluyla sürekli su kaybeder. Ortalama bir yetişkin, günde 2-2.5 litre su kaybeder ve bu kayıp yerine konmazsa dehidrasyon riski ortaya çıkabilir. Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi (NAS) sağlıklı bireyler için günlük 2.7 ila 3.7 litre su tüketimini önermektedir.
• Japon Sağlık Bakanlığı’nın İyonize Su Üzerine Önerisi Japon Sağlık Bakanlığı, iyonize alkali suyun günlük 1.5 - 3 litre arasında tüketilmesini öneriyor. Özellikle sindirim sistemi sorunları, mide asidi dengesizliği ve toksin atımı için düzenli tüketimin önemli olduğu belirtiliyor.
• Moleküler Hidrojen ve Antioksidan Etkisi İçin Yeterli Miktar Gerekir Moleküler hidrojen (H₂), hücreleri serbest radikallerin zararlarından koruyan güçlü bir antioksidandır. İyonize alkali suyun etkisini tam olarak gösterebilmesi için günde en az 1.5 - 2 litre içilmesi önerilmektedir.
Düşük alımda antioksidan ve hücresel yenilenme etkisi zayıflayabilir. • Sindirim Sistemi ve pH Dengesi İçin Önerilen Miktar
Mide asidini dengede tutmak, bağırsak hareketlerini düzenlemek ve asidik yükü dengelemek için günde en az 2 litre iyonize su içilmesi önerilir. Mide yanması, reflü ve sindirim rahatsızlığı olan bireyler için iyonize suyun 2.5 - 3 litre tüketilmesi tavsiye edilir.
• Sporcular ve Aktif Bireyler İçin Öneri Spor sırasında kas hücreleri asidik atıklar üretir, iyonize su bu asidik yükü tamponlar. Daha iyi kas iyileşmesi ve hızlı hidrasyon için sporcular 3-4 litre tüketebilir. 2012’de yapılan bir çalışmada, iyonize su içen sporcuların yorgunluğunun daha geç başladığı ve performanslarının arttığı tespit edilmiştir.

Bu su vücudun pH dengesini koruyarak asidik yükü azaltabilir, hücreleri serbest radikallerin zararlarından koruyabilir, sindirimi destekler ve bağışıklık sistemini güçlendirebilir. Aynı zamanda hızlı emildiği için vücudu daha etkili şekilde nemlendirebilir.

İyonize alkali su, serbest radikalleri nötralize eden güçlü antioksidanlar içerir. Serbest radikaller bağışıklık sistemine zarar veren moleküllerdir. Antioksidan özelliği sayesinde vücuda zarar veren oksidatif stresi azaltabilir, böylece hastalıklara karşı daha dirençli hale gelmenizi sağlayabilir.

Bu su, mide asidinin aşırı üretimini dengeleyebilir ve reflü, mide yanması gibi problemleri hafifletebilir. Bağırsak hareketlerini düzenleyerek kabızlık ve şişkinliği azaltabilir, sindirim sürecini iyileştirebilir.

Evet! Vücuttaki asidik atıklar hücrelerin enerji üretimini yavaşlatabilir. Alkali su, bu atıkları temizleyerek hücresel oksijen seviyesini artırabilir ve daha enerjik hissetmenizi sağlayabilir. Ayrıca hızlı emildiği için hücrelere anında su ve mineral desteği sağlayabilir.

Evet, çünkü moleküler hidrojen serbest radikalleri etkisiz hale getirerek hücresel yaşlanmayı yavaşlatabilir. Hücreleri oksidatif stresten koruyarak cilt elastikiyetini artırabilir, kırışıklıkların oluşumunu geciktirebilir ve vücuttaki yenilenme sürecini hızlandırabilir.

Evet, iyonize alkali su kas yorgunluğunu azaltabilir, laktik asit birikimini önler ve toparlanmayı hızlandırabilir. Aynı zamanda kas kramplarını önleyen mineraller içerdiği için spor sonrası iyileşme sürecini hızlandırabilir.

İyonize alkali su hastalığı tedavi etmez, ancak kanser hücrelerinin asidik ortamda geliştiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu su, vücudu daha alkali hale getirerek hastalık risklerini azaltabilir ve hücrelerin daha sağlıklı çalışmasını destekler.

Böbrekler, asidik yükü dengelemek için sürekli çalışır. Alkali su, böbreklere fazla asidik atıkları daha kolay filtreleme imkanı sunar, böylece böbrek taşı oluşumunu önleyebilir ve böbreklerin daha rahat çalışmasını sağlayabilir.

Evet, hamile kadınlar hücre yenilenmesini hızlandırdığı ve toksinleri temizlediği için alkali su içebilir. Bebekler için ise pH 7-8 seviyelerinde su kullanılması önerilir. Anne sütüyle beslenen bebekler için de annenin içtiği alkali su, süt kalitesini artırabilir.

Evet, iyonize alkali su vücut pH seviyesini dengeleyerek sinir sisteminin daha iyi çalışmasını sağlayabilir. Asidik vücut ortamı stres hormonlarını artırabilir, alkali su bu dengeyi sağlayarak daha rahat uyumanıza ve stresinizi azaltmanıza yardımcı olabilir.

Evet, iyonize alkali su cildin pH dengesini koruyarak sedef, egzama ve diğer cilt hastalıklarının semptomlarını hafifletebilir. Antioksidan özelliği sayesinde serbest radikalleri nötralize edebilir ve cilt bariyerini güçlendirebilir.

ORP (Oksidasyon-İndirgeme Potansiyeli), bir sıvının veya gıdanın oksidatif mi yoksa antioksidan mı olduğunu gösteren ölçümdür. Yüksek ORP değeri oksidatif stres yaratabilirken, düşük ORP değeri antioksidan etki sunabilir.

Bekleyen sıvı veya gıda, hava ile temas ettikçe oksitlenir ve ORP değeri yükselir. Bu yüzden iyonize alkali suyun taze tüketilmesi önerilir

İyonize alkali suyun ORP değeri genellikle -200 mV ile -800 mV arasındadır. Bu, suya güçlü antioksidan özellikler kazandırır ve serbest radikallerle savaşmaya yardımcı olur.

Evet. İyonize alkali su, üretildikten sonra birkaç saat içinde ORP değerini kaybetmeye başlar. Bu yüzden taze tüketmek en iyisidir.

Musluk suyu, damacana suyu ve arıtılmış suların ORP değeri genellikle +300 mV ile +500 mV arasındadır. Bu değer, oksidatif stres yaratabileceğini ve hücreleri yaşlandırabileceğini gösterebilir.

Pozitif ORP değeri, vücutta oksidatif stresin artmasına neden olur. Bu durum, hücreleri erken yaşlandırabilir, bağışıklık sistemini zayıflayabilir ve birçok kronik hastalığa zemin hazırlayabilir.

Serbest radikallerin artmasına neden olarak hücre zarlarına, DNA’ya ve proteinlere zarar verebilir. Bu da kanser, kalp hastalıkları, erken yaşlanma ve nörolojik hastalıklarla ilişkilendirilmiştir.

Evet. Pozitif ORP değerine sahip sular, vücuttaki oksidatif yükü artırarak yaşlanma sürecini hızlandırabilir.

Gazlı içecekler, şişelenmiş sular ve arıtılmış sular genellikle en yüksek ORP değerine sahiptir (+400 mV ile +600 mV arasında).

İyonize alkali su, özellikle hidrojenle zenginleştirildiğinde en düşük ORP değerine sahiptir. Bu da onu en güçlü antioksidan sulardan biri yapar.

Düşük ORP’li su (negatif ORP) vücuda antioksidan etki sağlayabilir, hücreleri oksidatif stresten korur ve yaşlanmayı yavaşlatabilir.

Musluk suyu genellikle ağır metaller, klor ve mikroplastikler içerebilir. Ayrıca musluk suyu şehir şebekesinde beklemiş ve ORP değeri yüksek olabilir. İyonize alkali su ise bu zararlı maddelerden arındırılmış, daha sağlıklı bir yapıya sahip olabilir, ORP değeri -350 mV civarında olabilir ve antioksidan özellik taşıyabilir.

Arıtma suyu tüm mineralleri filtreleyerek “ölü su” haline gelir. İyonize alkali su ise yararlı mineralleri korur, suyu mikro kümelere ayırarak vücut tarafından daha kolay emilmesini sağlayabilir.

Uzun süre arıtılmış su tüketmek, vücuttan minerallerin eksilmesine neden olabilir. Bu durum kemik erimesi ve elektrolit dengesizlikleri gibi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Damacana sular plastik BPA riski taşıyabilir ve bekledikçe bakteri üretebilir. İyonize alkali su ise her an taze üretebilir, BPA içermez ve oksidatif stresi azaltabilir.

Premium sular genellikle mineralli olsa da, iyonize alkali su gibi antioksidan özellik taşımayabilir, ORP değeri yüksek olabilir ve hidrojen açısından zengin olmayabilir.

Marketlerde satılan alkali sular genellikle kimyasal maddelerle pH değeri artırılmış su olabilir. İyonize alkali su ise elektroliz işlemiyle doğal mineraller korunarak üretilir ve daha yüksek biyoyararlanıma sahip olabilir.

Evet. Arıtma sistemleri mineralleri tamamen yok ederken, iyonize alkali su yararlı mineralleri (magnezyum, potasyum, kalsiyum) korur ve vücuda faydalı hale getirebilir.

Klor, uzun vadede sindirim sistemi rahatsızlıklarına neden olabilir. Ağır metaller (kurşun, arsenik vb.) sinir sistemi üzerinde toksik etkiye sahip olabilir ve uzun vadede kanserojen olabilir.

BPA, vücutta östrojen hormonunu taklit ederek hormonal bozukluklara ve bazı kanser türlerine yol açabilir.

Hayır. Aksine, iyonize alkali su, böbrek taşlarının oluşumunu önlemeye yardımcı olabilir ve böbrek fonksiyonlarını destekleyebilir.

Birçok bölgede musluk suyu içilebilir olarak kabul edilse de, klor, ağır metaller ve mikroplastikler içerebilir.

Hidrojen, vücuttaki serbest radikalleri nötralize ederek oksidatif stresi azaltabilir ve hücreleri koruyabilir.

Evet. Daha yüksek pH seviyesi sebze ve meyvelerin besin değerini korumasına yardımcı olabilir ve pişirme süresini kısaltabilir.

Evet. Kahve ve çay, alkali suyla demlendiğinde daha yumuşak ve lezzetli olabilir.

Asidik su cilt bakımı, dezenfeksiyon ve sebze-meyve yıkama için ideal olabilir.

Evet, ancak minerallerin yok olması sağlık sorunlarına yol açabilir ve ek takviyeler gerektirebilir.

Alkali su cihazı uzun vadede çok daha ekonomik olabilir. Damacana başına maliyet uzun vadede cihaz fiyatını aşabilir.

Cihaz, her zaman taze su üretebilir ve uzun vadede maliyeti çok daha düşük olabilir.

Evet. Damacana su veya şişelenmiş premium su ile kıyaslandığında uzun vadede büyük tasarruf sağlayabilir.
Ürün Cinsi İyonize Alkali Su Damacana Su Arıtma Cihazı
İLK YATIRIM MALİYETİ 220.000 ₺ YOK 26.000 ₺ * 3 KEZ
1 YILLIK BAKIM MALİYETİ 5.500 ₺ YOK 3.000 ₺
25 YILLIK BAKIM MALİYETİ 137.500 ₺ YOK 75.000 ₺
1 YILLIK SU TÜKETİMİ 6 M3 YOK 18 M3
SU BİRİM FİYATI 30 ₺ YOK 30 ₺
1 YILLIK SU ÜCRETİ 180 ₺ YOK 540 ₺
25 YILLIK SU ÜCRETİ 4.500 ₺ YOK 13.500 ₺
25 YILLIK TOPLAM MALİYET 362.000 ₺ 390.000 ₺ 166.500 ₺
1 YILLIK TOPLAM MALİYET 14.480 ₺ 15.600 ₺ 6.660 ₺
1 AYLIK TOPLAM MALİYET 1.206 ₺ 1.300 ₺ 555 ₺
KİŞİ SAYISI 4 Kişi 4 Kişi 4 Kişi
AYLIK DAMACANA SAYISI YOK 10 Adet YOK
1 YILLIK DAMACANA SAYISI YOK 120 Adet YOK
25 YILLIK DAMACANA SAYISI YOK 3.000 Adet YOK
1 ADET DAMACANA ÜCRETİ YOK 130 ₺ YOK
KULLANIM ÖMRÜ 25 Yıl YOK 8 Yıl

Cihaz, musluk suyunu filtreleyerek ağır metallerden ve kimyasallardan arındırır, ardından elektroliz işlemi ile suyu iyonize eder. Bu süreç suyu alkali hale getirebilir ve moleküler hidrojen açısından zenginleştirir.

Elektroliz, suyun elektrik akımıyla ayrıştırılmasıdır. Bu işlem sayesinde hidrojen iyonları ayrışır ve suyun pH’ı yükseltilebilir.

Alkali Su İçeriğinde Hangi Mineraller Bulunur?
• Kalsiyum (Ca²⁺)
• Magnezyum (Mg²⁺)
• Potasyum (K⁺)
• Sodyum (Na⁺)
• Moleküler Hidrojen (H₂)
• Demir (Fe²⁺ veya Fe³⁺)
• Karbonat (HCO₃⁻)
Bu mineraller alkali su tarafına geçerek vücuda enerji, bağışıklık desteği ve antioksidan özellik kazandırır.
Asidik Su İçeriğinde Hangi Mineraller Bulunur?
• Klorür (Cl⁻)
• Sülfat (SO₄²⁻)
• Fosfat (PO₄³⁻)
• Nitrat (NO₃⁻)
• Karbonat (HCO₃⁻)
Asidik su genellikle cilt bakımı, yüzey temizliği, dezenfeksiyon ve tarımda kullanılır.

Cihazda aktif karbon filtre ve çok katmanlı filtreler bulunur. Bu filtreler klor, ağır metaller, mikroplastikler ve diğer zararlı maddeleri sudan temizleyebilir. Sudaki mineralleri almayabilir.

Cihaz, suyu 2.5 pH ile 11.5 pH arasında ayarlayabilir. Bu, farklı kullanım alanları için ideal su üretimini sağlayabilir.

Evet, çoğu standart mutfak musluğuna uyumludur. Ancak özel bağlantı parçaları gerekebilir.

Cihazın ürettiği suyun ORP değeri -200 mV ile -800 mV arasındadır. Bu, suyun güçlü antioksidan özellik taşıdığını gösterebilir.

Cihaz, suya yaklaşık 1.6 ppm seviyesine kadar moleküler hidrojen ekleyebilir. Bu, hücrelere güçlü antioksidan desteği sağlayabilir.

Cihazın filtresi 6.000 litrede değişmektedir. 4 kişilik 1 aile için ortalama 1 yıl ömrü vardır.

Filtre değişimi oldukça basittir. Cihazın kapağı açılarak eski filtre çıkarılır ve yenisi takılır.

Cihazın iç temizliği özel temizleme kartuşları ile yapılır. Ayrıca elektrotların kireçlenmemesi için düzenli bakım önerilir. Ayda 1 kez yapılması gerekmektedir.

Kaliteli cihazlarda kullanılan titanyum ve platin kaplı elektrotlar oldukça dayanıklı olabilir ve uzun yıllar performansını koruyabilir.

Çok düşük su basıncı cihazın performansını düşürebilir. Bu nedenle ideal su basıncının korunması önemlidir.

Cihaz, yüksek voltajlı bir güç kaynağı kullanarak suyu iyonize edebilir. Motor gücü, elektroliz işlemine bağlı olarak optimize edilmiştir.

İç aksamda titanyum ve platin kaplı elektrotlar kullanılır. Bu malzemeler, yüksek iletkenlik ve dayanıklılık sağlayabilir.

Ortalama 5 yıl garanti sunulmaktadır. Ancak bakım yapıldığı sürece kullanım ömrü 25 yıla kadar uzayabilir.

Hayır. Cihaz, yüksek kaliteli soğutma sistemi sayesinde uzun süreli kullanımlarda aşırı ısınmaz.

Evet. Ancak uzun süre kullanılmadığında iç temizlik yapılması önerilir.

Evet. Cihaz, basit bağlantı aparatları sayesinde kolayca kurulabilir.

Evet, cihazın kurulum ve bakım sürecinde teknik destek sağlanmaktadır.

Cihaz dakikada yaklaşık 6 litre su üretebilir.

Evet, cihaz kolay taşınabilir ve farklı musluklara bağlanabilir.

Hayır, cihaz elektroliz işlemi için elektrik gerektirebilir. Ancak filtreleme sistemi çalışmaya devam edebilir.

Japon Sağlık Bakanlığı, 1965 yılında iyonize alkali suyu tıbbi bir cihaz olarak onayladı. Çünkü mide rahatsızlıkları, bağırsak sağlığı ve genel vücut dengesi üzerinde olumlu etkileri bilimsel olarak kanıtlandı.

Evet. Japonya ve Güney Kore’de birçok hastane ve klinikte gastrointestinal rahatsızlıklar, toksin atılımı ve genel sağlık desteği için kullanılmaktadır.

Japonya, Güney Kore ve Almanya başta olmak üzere birçok ülkede klinik araştırmalar devam etmektedir.

Evet. Enagic, Japonya’nın sağlık sektörü tarafından tanınmış ve onaylanmış tek iyonize su üreticisidir.

Japonya ve ABD’de moleküler hidrojen terapileri üzerine klinik araştırmalar yapılmaktadır ve antioksidan etkileri nedeniyle tıbbi kullanım potansiyeli araştırılmaktadır.

Kyoto Üniversitesi, Keio Üniversitesi ve Tokyo Üniversitesi başta olmak üzere birçok akademik merkez, iyonize suyun sağlık etkileri üzerine çalışmalar yürütmektedir.

Sindirim sistemi hastalıkları, inflamatuvar bağırsak hastalıkları, metabolik sendrom, cilt rahatsızlıkları ve oksidatif stresle ilişkili hastalıklar üzerinde olumlu etkileri rapor edilmiştir.

Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıklarda hücre koruyucu etkileri olduğu gösterilmiştir.

Evet. Klinik araştırmalar, kas yorgunluğunu azalttığını ve sporcuların toparlanmasını hızlandırdığını göstermektedir.

Bazı araştırmalar, moleküler hidrojenin kanser hücrelerinin büyümesini baskılayıcı etkileri olabileceğini öne sürmektedir, ancak kesin sonuçlar için daha fazla çalışma gereklidir.

PubMed ve diğer bilimsel veri tabanlarında moleküler hidrojenin oksidatif stres azaltıcı etkileri hakkında birçok çalışma bulunmaktadır.

Evet, mide güçlü bir asidik ortama sahiptir (pH 1.5 - 3 arası), ancak mide, vücuda giren her şeye anında nötralizasyon işlemi uygulamayabilir. Bu yorumda yapılan hata, suyun mide asidine karıştığı anda tamamen etkisiz hale geleceğini varsaymak.
• Mide, sadece yemeklere tepki olarak asit üretebilir. Aç karnına su içtiğinizde mide fazla asit üretmeyebilir, yani iyonize alkali su mideye girerken doğrudan tamamen nötralize olmayabilir.
• Mide asidi sürekli sabit bir seviyede olmayabilir, sindirilen besinlere ve suya göre değişkenlik gösterebilir. Vücudun tampon sistemi vardır, ancak bu sistem sadece aşırı dengesizlikleri önleyebilir.
• Alkali suyun ana faydaları midede değil, bağırsaklarda ve hücresel seviyede gerçekleşebilir.
Sonuç: İyonize su mideye ulaştığında bir miktar mide asidi ile tepkimeye girse bile tamamen nötralize olmayabilir ve antioksidan özelliklerini kaybetmeyebilir.

Hayır, iyonize alkali su midenin pH dengesini bozmayabilir; aksine, mide asidinin aşırı üretimini dengeleyebilir ve sindirim sürecini destekleyebilir.
• Mide Asidi Sabit Değildir, Gerektiğinde Üretilir
Mide, yemek yediğimizde sindirim için hidroklorik asit (HCl) üretebilir. Sadece su içildiğinde, özellikle aç karnına, mide çok fazla asit salgılamayabilir. Yani alkali su, doğrudan mide asidini baskılamayabilir veya dengesini bozmayabilir.
• Mide Asidini Tamponlayan Doğal Bir Sistem Vardır
Vücut, mide asidini fazla düşüren ya da yükselten dış etkilere karşı tampon sistemlerle tepki verir. İyonize alkali su mideye ulaştığında, mide asidi çok düşükse vücut bunu otomatik olarak dengeler. Sağlıklı bir mide, asit dengesini koruyabilir ve alkali suyun aşırı etkisini engelleyebilir.
Yani, mide zaten akıllı bir sistemdir ve pH dengesini kendi ayarlayabilir.
• Reflü ve Mide Yanmasına Yardımcı Olabilir Mide asidi aşırı üretildiğinde reflü, mide yanması ve gastrit gibi sorunlar oluşabilir. Bazı çalışmalar, iyonize suyun mide asidinin fazla üretildiği durumlarda rahatlama sağladığını göstermektedir. pH 8.5 - 9.5 seviyesindeki su, mide zarını tahriş etmeden mide yanmasını hafifletebilir. Bilimsel Destek:
2012 yılında yapılan bir çalışmada, pH 8.8 seviyesindeki alkali suyun mide asidinin aşırı üretimine bağlı hastalıkların semptomlarını hafifletebileceği bulundu. Mide asidinin aşırı salgılanmasını engelleyerek pepsin enziminin aşırı aktif hale gelmesini önleyebilir.
• Sindirime ve Besin Emilimine Olumsuz Etkisi Var mı? Yanlış bilinen bir efsane: “Alkali su içmek mideyi çok alkali yaparak sindirimi bozar.”
Gerçekte: Alkali su midede çok uzun süre kalmaz ve mide asidini sıfırlamaz. Sindirim enzimleri bağırsakta aktif hale gelir, bu nedenle alkali su içmek besin emilimini bozmaz, aksine iyileştirebilir.

Hayır, tam tersine bağırsakların doğal pH dengesini koruyarak sindirim sistemine destek olabilir.
• Bağırsakların pH Dengesi Sabit Değildir, Gıdalara Göre Değişebilir Bağırsakların farklı bölgeleri farklı pH seviyelerine sahiptir: Mide: pH 1.5 - 3 (asidik) İnce Bağırsak: pH 6 - 7 (hafif nötr) Kalın Bağırsak: pH 5.5 - 7 (hafif asidik veya nötr) Yediğimiz gıdalar ve içtiğimiz sıvılar bağırsak pH seviyesini değiştirebilir. İyonize alkali su ise bağırsak florasını destekleyerek sağlıklı dengenin korunmasına yardımcı olabilir.
• Alkali Su, Faydalı Bakterileri Destekleyebilir ve Kötü Bakterileri Baskılar Bağırsak florasında yararlı (probiyotik) ve zararlı bakteriler bulunabilir. Yararlı bakteriler (örneğin Lactobacillus ve Bifidobacterium) hafif alkali ortamda gelişebilir. Zararlı bakteriler ve mantarlar daha çok asidik ortamda çoğalabilir (örneğin kandida mantarı gibi). İyonize alkali su içmek, bağırsak florasını destekleyerek sağlıklı bakteri dengesinin korunmasına yardımcı olabilir. Bilimsel Destek: Birçok çalışma, alkali suyun bağırsaktaki iyi bakterilerin çoğalmasını destekleyerek sindirimi iyileştirebileceğini ve bağırsak geçirgenliğini azaltabileceğini göstermektedir..
• Asidik Gıdaların Zararlı Etkisini Dengeleyebilir, Ancak Bağırsakları Aşırı Alkali Yapmaz Günümüzde tüketilen şekerli, işlenmiş gıdalar, fast food, gazlı içecekler ve kahve bağırsakları aşırı asidik hale getirebilir. Alkali su, bu asidik yükü dengelemeye yardımcı olabilir ancak bağırsakları aşırı alkali hale getirmeyebilir. Vücut tampon sistemleri sayesinde pH dengesini koruyabilir, ancak doğru beslenme ve iyonize su gibi destekleyici faktörlerle bu dengeyi korumak daha kolay olabilir. Hücre yenilenmesini desteklediği için ciltteki tahrişi ve kuruluğu azaltabilir.
Asidik su (pH 4-6) cilde uygulandığında antibakteriyel etki sağlayabilir ve cildi dış etkenlere karşı koruyabilir. İçme suyu olarak tüketildiğinde vücuttaki iltihaplanmayı azaltarak egzama ve sedef hastalığına neden olan içsel faktörleri dengeleyebilir. • Alkali Su Bağırsak pH Dengesini Nasıl Etkiler?
Bağırsak Bölgesi Normal pH Aralığı İyonize Su ile Olası Etki
Mide 1.5 - 3 (asidik) Sindirimi kolaylaştırır, mide yanmasını hafifletir
İnce Bağırsak 6 - 7 (nötr) Sağlıklı bakterilerin çoğalmasını destekler
Kalın Bağırsak 5.5 - 7 (hafif asidik/nötr) Zararlı bakterilerin çoğalmasını önleyebilir, sindirimi destekler

Evet, kan pH’ı sıkı bir şekilde 7.35-7.45 arasında tutulur ve böbrekler bu dengeyi koruyabilir. Ancak, bu vücuda giren gıdaların ve sıvıların pH üzerinde hiçbir etkisi olmadığı anlamına gelmez. Yanlış anlama:
Bu yorum, alkali su içildiğinde kanın doğrudan daha alkali hale gelmesi gerektiği gibi yanlış bir varsayıma dayanıyor olabilir. Gerçekte:
• Alkali su, kanın pH seviyesini doğrudan değiştirmeyebilir, ancak vücudun asidik yükünü dengeleyerek tampon sistemlerin aşırı çalışmasını önleyebilir.
• Vücut, gıdaları sindirdikten sonra asidik veya alkali atıklar üretebilir.
• Aşırı asidik beslenme (işlenmiş gıdalar, şeker, gazlı içecekler) vücudun tampon sistemlerini aşırı çalıştırarak böbreklere ve kemiklere ekstra yük bindirebilir.
• Alkali su içmek, bu yükü azaltarak vücudun doğal dengesini korumasına yardımcı olabilir.
Sonuç: Evet, kanın pH’ı sıkı bir şekilde korunur, ancak vücuda giren alkali veya asidik gıdalar ve içecekler, vücudun bu süreci nasıl yönettiğini etkileyebilir.

Bu argüman, “Eğer asidik bir şey içmek bizi öldürmüyorsa, alkali bir şey içmek de bizi değiştiremez” gibi yanlış bir karşılaştırma yapıyor. Gerçekte:
• Vücut, aşırı asidik maddeleri tamponlamak için mekanizmalara sahiptir (böbrekler, akciğerler, kemikler).
• Ancak sürekli asidik beslenmek, uzun vadede bu mekanizmalara zarar verebilir.
• Alkali su içmek, bu sistemlere destek sağlayarak asidik yükün vücut üzerindeki etkilerini hafifletebilir.
Sonuç: Asidik içecekler (kolalı içecekler, gazlı içecekler, yüksek şekerli içecekler) uzun vadede vücuda zarar verebilir. Alkali su, bu zararları önlemeye yardımcı olabilir.

Asidik beslenmenin vücuda etkileri:
• Asidik yiyecekler vücutta aşırı asidik atık oluşturabilir.
• Bu atıkların temizlenmesi için böbrekler, akciğerler ve karaciğer ekstra çalışabilir.
• Vücut, bu süreci dengeleyemediğinde asidik atıkları yağ hücrelerinde depolamak zorunda kalabilir (yağlanma artar).
• Bu süreç, metabolik asidoza katkıda bulunabilir ve uzun vadede sağlık sorunlarına yol açabilir.
Peki çözüm ne? • Daha az asidik gıda tüketmek.
• Daha fazla doğal, mineralli ve antioksidan özellikli su içmek.
• İyonize alkali su, vücudun bu süreçleri daha verimli yürütmesine yardımcı olabilir.

Aşırı alkali bir durum olan metabolik alkaloz tehlikelidir. Ancak, alkali su içmek normal şartlarda metabolik alkaloza neden olmayabilir. Metabolik alkaloz nasıl oluşur?
• Aşırı bikarbonat alımı (sodyum bikarbonat gibi kimyasal bazları aşırı tüketmek)
• Uzun süreli kusma ve mide asidinin aşırı kaybı
• Şiddetli elektrolit dengesizlikleri (potasyum ve klor kaybı) • Bazı böbrek hastalıkları
Alkali su içmek, kanın pH seviyesini doğrudan değiştirmez ve metabolik alkaloza sebep olmayabilir.

Hipokalsemi (düşük kalsiyum seviyesi), daha çok aşırı asidik yük nedeniyle kemiklerden kalsiyum çekilmesi sonucu ortaya çıkabilir.
• Araştırmalar, alkali beslenmenin kemik yoğunluğunu korumaya yardımcı olduğunu gösteriyor olabilir.
• Alkali su, kemiklerden kalsiyum çekilmesini azaltarak osteoporoz riskini düşürebilir.
• Aksine su iyonize olunca kalsiyum minerali de açığa çıkar ve vücudu destekleyebilir. Örnek bilimsel veri:
• 2009’da yapılan bir çalışmada, yüksek asidik diyetle beslenen bireylerin kemiklerinden daha fazla kalsiyum kaybettikleri ve kemik yoğunluklarının azaldığı gözlemlendi.
• Alkali su tüketiminin, kemik erimesini önleyici etkisi olabileceği yönünde çalışmalar bulunmaktadır.
Sonuç: Alkali su, aksine kemik sağlığını destekleyebilir ve hipokalsemi riskini azaltabilir.

• Ölümcül hatalar, aşırı bikarbonat alımı gibi aşırı alkali dengesizliklerden kaynaklanabilir, ancak iyonize alkali su içmek bu etkilere neden olmayabilir.
• Alkali su içen toplumlarda ölümcül vakalar görülmemiş, aksine uzun yaşam süresi ile bağlantılı topluluklar bile tespit edilmiştir.
Örnek: Japonya’nın Okinawa adasında, dünya üzerindeki en uzun ömürlü insanlar yaşamaktadır. Bu bölgedeki doğal sular yüksek mineralli ve alkali özelliklidir.

Açıklama:
• Yanlış bir karşılaştırma yapılıyor. Doğal kaynak sularının alkaliliği, içerdikleri kalsiyum, magnezyum ve potasyum gibi minerallerden gelebilir. İyonize alkali su da aynı şekilde mineraller içerebilir, yani sadece elektrikle pH artırılmaz, mineral yapısı korunabilir.
• İyonize alkali su cihazları suyu filtreledikten sonra minerallerini yok etmeyebilir. Aksine elektroliz işlemi sayesinde suyun doğal minerallerinin iyonize hale gelmesini sağlayabilir.
• Kangen Water gibi sistemlerde su, kalsiyum, magnezyum ve potasyum gibi doğal mineraller içerebilir. Bu yüzden “yapay” olduğu iddiası yanlış olabilir.
• Moleküler hidrojenin vücut için güçlü bir antioksidan olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Doğal kaynak suları moleküler hidrojen içermez, ancak iyonize su cihazları bu avantajı sağlar.
Kaynak:
• Molecular Hydrogen Institute (MHI) bilimsel çalışmaları.
• “Molecular Hydrogen Therapy in Human Health and Medicine” – Ohsawa et al.
• “Moleküler Hidrojenin Sağlık Alanında Kullanımı” / Yayın Yeri: Karya Journal
of Health Science / Yıl: 2020 / Konu: Moleküler hidrojenin seçici antioksidan özellikleri ve sağlık üzerindeki olumlu etkileri.
• “Gıda Endüstrisinde Elektrolize Su Kullanımı” / Yayın Yeri: Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology / Yıl: 2020 / Konu: Elektroliz yöntemiyle üretilen alkali suyun mineral içeriği ve gıda endüstrisindeki uygulamaları.
• “Use of Molecular Hydrogen in Food Technologies” / Yayın Yeri: ResearchGate / Yıl: 2022 / Konu: Moleküler hidrojenin antioksidan özellikleri ve gıda teknolojilerindeki kullanımı.

Açıklama:
• Bu doğru bir iddia olabilir; ancak bağlamı eksiktir. İyonize alkali suyun amacı vücudu tamamen alkali hale getirmek değildir. Aksine hücrelerin oksijen alımını destekleyebilir, serbest radikalleri nötralize edebilir ve vücuttaki aşırı asidik yükü dengelemeye yardımcı olabilir.
•Evet, vücutta hem asidik hem de alkalin bölgeler bulunabilir ve her biri optimal seviyede çalışabilir. Midenin asidik olması sindirimi destekleyebilirken, kanın hafif alkalin olması (pH ~7.4) hayati öneme sahip olabilir.
• Ancak modern beslenme alışkanlıkları aşırı asidik yük oluşturabilir. İşlenmiş gıdalar, gazlı içecekler, fast food, fazla protein tüketimi ve stres, vücutta asidik atıkların birikmesine neden olabilir.
• Vücut bu asidik yükü tamponlamak için kemiklerden kalsiyum çekebilir, böbrekleri daha fazla çalıştırabilir ve uzun vadede osteoporoz, böbrek taşı, kronik yorgunluk ve inflamasyona yol açabilir.
• İyonize alkali su, vücudun fazla asidik atıklardan arınmasına yardımcı olur ve hücrelerin optimum seviyede çalışmasını destekler. Asidik Atıkların Vücuda Zararları:
• Kemik erimesi (Osteoporoz): Vücut, asidik ortamı dengelemek için kemiklerden kalsiyum çekmek zorunda kalabilir. Uzun vadede bu durum osteoporoza yol açabilir.
• Böbrek Taşı Riski: Asidik yükü yüksek olan bireylerde böbrekler fazla yük altında çalışabilir ve böbrek taşı oluşum riski artabilir.
• Kas Yorgunluğu ve Enerji Düşüklüğü: Hücre içi asidik ortam, kasların enerji üretimini azaltabilir. Sporcularda performans düşüklüğüne ve uzun süren kas yorgunluğuna yol açabilir.
• İnflamasyon ve Kronik Hastalıklar: Kronik inflamasyon, birçok hastalığın temel nedenlerinden biridir. Asidik ortam bağışıklık sistemini baskılayarak vücudu hastalıklara karşı daha savunmasız hale getirebilir.
• Bağışıklık Sistemi Zayıflığı: Asidik ortamda hücre yenilenmesi yavaşlayabilir ve bağışıklık sistemi daha fazla stres altında çalışabilir.
• Harvard Üniversitesi’nin bir çalışmasına göre, kronik düşük dereceli metabolik asidoz, kas kaybı, osteoporoz ve böbrek fonksiyonlarında azalma gibi sorunlarla ilişkilidir【Kaynak: Frassetto et al., Journal of Nephrology, 2018】

Açıklama:
• Bu yanlış bir yorum olabilir çünkü iyonize alkali suyun amacı tüm vücudu alkali hale getirmek değil, hücresel sağlığı desteklemeye yardımcı olabilir.
• Mide asidik olmalıdır, ancak mideye ulaşan her şey tamamen nötralize edilmeyebilir. Elektrolize edilmiş alkali su, mide asidini tamamen nötralize etmeyebilir, aksine vücudun doğal denge mekanizmalarına destek olabilir.【Kaynak: Koufman & Johnston, Journal of Otolaryngology, 2012】.
• İnce bağırsakta sindirimi kolaylaştıran bikarbonat salınımı vardır. Alkali su, bu süreci destekleyerek bağırsak fonksiyonlarını iyileştirebilir.
• Moleküler hidrojen içeren alkali suyun, mide asidini tamamen nötralize etmediği bilimsel çalışmalarla gösterilmiş olabilir. Aslında mide asidinin pH’ı 1.5-3.5 arasında dalgalanır ve iyonize su tüketimi bunu değiştirmeyebilir.【Kaynak: Ohta, Free Radical Research, 2015】.

Açıklama:
• Evet, Kan pH’ı çok dar bir aralıkta (7.34-7.45) korunur ve vücut bu dengeyi sağlamak için böbrekleri ve akciğerleri kullanabilir.
• Ancak alkali su içmemizin sebebi kan ph’ını değiştirmek değildir. Beslenme ve su tüketimi, vücudun asit yükünü yönetme sürecini kolaylaştırabilir.
• İyonize alkali su, kanın pH’ını doğrudan değiştirmeyebilir ancak böbreklerin ve akciğerlerin bu dengeyi sağlama mekanizmasını destekleyebilir.
Kaynak:
• “Effect of Alkaline Ionized Water on Blood and Urine pH” – Journal of Clinical Biochemistry.

Açıklama:
• Bu iddia doğru değildir. Çünkü Mide, pH dengesini koruyacak tampon sistemlere sahiptir.
• Alkali su içmek mide asidini tamamen nötralize etmeyebilir. Vücut, mide asidini gerektiği gibi üretmeye devam edebilir.
• Mide problemleri genellikle düşük mide asidinden kaynaklanır, ancak iyonize alkali suyun bu duruma olumsuz etkisi yoktur.
Kaynak:
“Effects of Alkaline Ionized Water on Gastrointestinal Function” – Digestive and Liver Disease Journal

Açıklama:
• Bu yanlış bir çıkarımdır çünkü idrar pH’ı, genel vücut pH’ını doğrudan yansıtmaz ve enfeksiyon riskini artırmaz.
• İdrar pH’ı, diyet ve hidrasyon seviyelerine bağlı olarak değişebilir. Ancak, idrarın alkalin olması her zaman enfeksiyon riskini artırmayabilir.【Kaynak: Kohler et al., Urological Research, 2016】.
• Vücudun genel pH dengesini anlamak için kan gazı analizi yapılması gerekebilir; idrar pH’ı yeterli bir ölçüm olmayabilir.
• İyonize alkali su tüketimi, idrar pH’ını artırabilir ancak bu, vücut üzerindeki olumlu etkilerini ortadan kaldırmayabilir.
Alkali su ve idrar pH dengesi İçme suyu, tüketildikten sonra sindirim sisteminden geçerek vücutta metabolize edilebilir. Alkali su, vücudun genel pH seviyesini değil, idrarın pH seviyesini geçici olarak artırabilir. Bu, böbreklerin vücuttan asidik veya bazik atıkları uzaklaştırmasıyla ilgili olabilir ve sağlıklı böbrek fonksiyonunun doğal bir parçası olabilir.
Bununla birlikte, idrarın pH seviyesinin yükselmesi tek başına bir enfeksiyon sebebi olmayabilir. Aksine, bazı bakteriler asidik ortamda daha iyi gelişebilirken, bazik idrar ortamı bazı patojenlerin üremesini baskılayabilir.
Önemli Not: O E. coli gibi idrar yolu enfeksiyonuna sebep olan bakteriler genellikle asidik ortamda daha dayanıklı olabilir.
o Bazı böbrek taşları asidik idrar ortamında daha hızlı oluşabilir. Alkali su, belirli türdeki taşları önlemeye yardımcı olabilir.
Alkali su idrar yolu enfeksiyonlarını (İYE) nasıl etkiler? Bazı bakteriler, idrar yolu enfeksiyonlarını (İYE) tetikleyen temel organizmalar olabilir ve bu bakteriler genellikle asidik ortamda daha rahat çoğalabilir. E. coli gibi patojenlerin üremesi için ideal ortam pH 5-6 civarında olabilir. İdrarın hafif alkalin olması (pH 7-8), bazı enfeksiyon risklerini azaltabilir. Kronik asidik idrar, inflamasyonu artırabilir ve mesane hassasiyetini yükseltebilir.
Araştırmalar, bazı bireylerde hafif alkalin idrarın idrar yolu enfeksiyonlarına karşı koruyucu olabileceğini gösterebilir. Bu nedenle, alkali suyun idrar yolu enfeksiyonu riskini artırdığı iddiası bilimsel olarak desteklenmeyebilir.
Bilimsel Çalışmalar:
Urology Research Journal (2020): Alkali su tüketiminin idrar yolu enfeksiyonlarına karşı koruyucu bir etkisi olabileceğini ortaya koymuştur. American Journal of Clinical Nutrition (2018): Hafif bazik idrarın belirli bakterilerin üremesini zorlaştırdığını göstermiştir. International Journal of Urology (2021): İdrar pH seviyesinin enfeksiyon gelişimi üzerindeki etkilerini analiz etmiş ve idrarın alkalileştirilmesinin bazı patojenlerin büyümesini baskılayabileceğini öne sürmüştür.
Kaynaklar:
“Alkaline Water and Urinary Tract Health” – Urology Research Journal. “Urinary pH and Infection Susceptibility” – American Journal of Clinical Nutrition. “Influence of Urine pH on Bacterial Growth” – International Journal of Urology. Remer, T., & Manz, F. (1995). Potential renal acid load of foods and its influence on urine pH. Journal of the American Dietetic Association.
• Sonuç: Alkali Su ve İdrar Sağlığı Alkali su, vücudun pH dengesini tamamen değiştirmez, yalnızca idrar pH seviyesini geçici olarak yükseltebilir. Hafif alkalin idrar, bazı bakteri türlerinin üremesini baskılayarak idrar yolu enfeksiyonlarına karşı koruma sağlayabilir. Yüksek asidik idrar, uzun vadede böbrek taşı, mesane tahrişi ve inflamasyon riskini artırabilir. Araştırmalar, alkali suyun idrar yolu enfeksiyonu riskini artırmak yerine, belirli patojenlere karşı koruyucu bir etkiye sahip olabileceğini göstermektedir. Sonuç olarak, bu iddia bilimsel olarak geçersizdir ve mevcut klinik çalışmalar alkali suyun idrar sağlığına olumlu etkileri olabileceğini göstermektedir.

Açıklama:
• Bu iddia tamamen yanlış bir korku senaryosu olabilir. İyonize alkali su, alkalozis oluşturacak kadar yüksek pH değerlerine sahip olmayabilir.
• Klinik olarak alkalozis, kronik akciğer hastalıkları, metabolik bozukluklar veya aşırı bikarbonat tüketimi sonucu oluşabilir.
• İyonize alkali su içmek, pH seviyesini öldürücü seviyelere çıkaramayabilir. Normal bir insan vücudu, alkali su içildiğinde bikarbonat tampon sistemi sayesinde dengeyi koruyabilir.【Kaynak: Robey et al., Clinical Journal of Sports Medicine, 2010】. • İçme suyu ile alkalozis gelişmesi mümkün olmayabilir.
• Alkali suyun vücutta kontrolsüz alkalozis yaptığına dair bilimsel bir kanıt yoktur.
• Böbrekler vücut pH dengesini korur ve fazla mineralleri atar.
Kaynak:
• “Effect of Alkaline Water on Metabolic Acidosis” – American Journal of Physiology.

Açıklama:
• Hayır, bu yanlış bir iddia olabilir. Kas krampları, kas spazmları ve nörolojik bozukluklar genellikle mineral eksikliği, susuz kalma, yetersiz elektrolit dengesi ve sinir iletimindeki bozukluklardan kaynaklanabilir. İyonize alkali su ise içeriğinde kalsiyum, magnezyum ve potasyum gibi elektrolitleri barındırdığı için kas fonksiyonlarını ve sinir iletimini destekleyebilir.
Bilimsel Açıklama:
• Kas kasılması ve sinir iletimi, elektrolitlerin ve minerallerin dengeli bir şekilde vücutta bulunmasına bağlıdır. Kasların düzgün çalışabilmesi için kalsiyum, magnezyum, sodyum ve potasyum gibi minerallere ihtiyaç vardır. Bu mineraller, sinir sinyallerinin kaslara iletilmesini sağlar ve kasların gevşemesine yardımcı olur.
• İyonize alkali su, magnezyum ve kalsiyum gibi mineraller açısından zengin olduğu için kas spazmlarını ve krampları azaltabilir. Ayrıca, düşük ORP (Oksidasyon İndirgeme Potansiyeli) seviyesi sayesinde vücudu oksidatif stresten koruyarak kasların daha hızlı toparlanmasına yardımcı olabilir.
Bilimsel Çalışmalar:
• Alkaline Water and Exercise Recovery – Journal of Sports Science & Medicine (2016)
Bu çalışma, iyonize alkali su tüketiminin sporcuların hidrasyon seviyelerini iyileştirdiğini, kas yorgunluğunu azalttığını ve toparlanma sürecini hızlandırdığını göstermiştir.
• Hydration and Muscle Performance – American Journal of Physiology (2018) Elektrolit açısından zengin suların, kas kramplarını önlediği ve sinir iletimini optimize ettiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
• The Role of Magnesium in Muscle Function – National Institutes of Health (NIH) (2020) Magnezyum eksikliğinin kas spazmlarına ve sinir bozukluklarına neden olduğu, yeterli magnezyum alımının ise bu semptomları azalttığı belirtilmiştir. İyonize alkali su, doğal magnezyum içeriğiyle kas fonksiyonlarını destekler.
• Effects of Alkaline Water on Athletes – European Journal of Applied Physiology (2017) Alkalin suyun sporcuların dayanıklılığını artırdığı, kaslardaki laktik asit birikimini azalttığı ve kas ağrısını minimize ettiği gösterilmiştir.
Sonuç: • Kas krampları ve nörolojik bozukluklar genellikle mineral eksikliğinden kaynaklanabilir, alkali sudan değil!
• İyonize alkali su, kalsiyum ve magnezyum içerdiği için kasların sağlıklı çalışmasını destekleyebilir.
• Bilimsel çalışmalar, alkali suyun kas iyileşmesini hızlandırdığını ve hidrasyonu artırarak krampları önlediğini göstermektedir. Sonuç olarak, iyonize alkali su tüketmek kas fonksiyonları ve sinir iletimi için faydalıdır ve krampları önleyebilir.
WhatsApp